HUKUKU-POSTASI-2017

386 HUKUK POSTASI 2017 takibine başvurabilecek alacaklının, alacağını ilama bağladıktan sonra fikir değiştirmesi haklı görülemez. Yargılama Usulü İlamsız takibe itiraz edip takip durduktan sonra alacaklının baş- vurabileceği yollardan biri itirazın iptali davası açmaktır. Ancak elinde ilam olan alacaklının tekrar dava açması hukuki yarar ilkesi ve iyi niyet kuralıyla bağdaşmamaktadır. Böyle bir yolun tercih edilmesi mahkemeleri gereksiz yere ve mükerrer biçimde işgal eder. İtirazın kaldırılması için diğer başvuru yolunu düzenleyen ve iti- razın kaldırılmasına esas belgelerin sınırlı biçimde sayıldığı Kanun m. 68’de, ilam ve ilam niteliğindeki belgelere yer verilmemiştir. Kanun koyucunun bu tutumu ilama dayalı olarak ilamsız icra yapılamayacağı konusundaki iradesini gösterir 3 . Uygulama Sorunları Ödemeyi ertelemek ve haciz baskısından kurtulmak isteyen borç- lu açısından ilamsız takipte başvurulabilecek tek yol, ödeme emrine itirazdır. Ödeme emrine itirazın pratik sakıncaları, borçlunun tehir-i icra imkanından yararlanamaması ve açılacak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davaları sonucunda hükme bağlanacak icra inkar tazminatının haksızlığı noktalarında toplanır. Bu noktada; borçluluğun bir ilam ile sabit olduğu ve takibe iti- raz edilmemesi gerektiği ileri sürülebilir. Bu durumda, borçlu borcu ödemek zorunda kalacak ve haciz gibi icrai işlemlere muhatap olacak, bunun dışında ilave icra giderleri ile yükümlü hale gelecektir. Diğer taraftan mahkeme kararının hatalı olduğu, aslında borçlu görünen kim- senin hiç ya da gösterilen tutarda borçlu olmadığı istinaf veya temyiz incelemesi üzerine anlaşılırsa bu kez hem borçlu ödediği meblağı geri alma çabasına girecek hem de icra daireleri haksız çıkan alacaklıdan para tahsili ile meşgul olacaktır. Takibi Yapılması, Dürüstlük Kuralına ve Hayatın Olağan Akışına Aykırı mıdır?, Prof. Dr. Ramazan Arslan’a Armağan, C.I, Yetkin Yayınları, Ankara 2015, s. 206. 3 Aslan; Akyol Aslan, s. 207.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=